XpPU. Sivilcelerden bıktınız mı? Sivilceler hakkında doğru ve yanlış bildiklerimiz neler? Kurtulmak için neler yapmalıyız? Sivilce tedavisindeki gelişmeler neler? Tüm bunlara doğru yanıtları alabilmek ve doğru bildiğimiz yanlışları düzeltmek için akne konusunda yoğun deneyimleri olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Pelin Koçyiğit ile akne konusunu enine boyuna konuştuk. Sivilce akne neden oluşuyor? Sivilce oluşmasının yaşı var mı? İnsanlarda erkeklik hormonu ergenlik döneminde artarak, yağ bezlerini uyarır ve hem büyümelerine hem de salgılarında artışa neden olur. Bu hormonlardan etkilenen yağ bezlerinin sık olduğu yüz, sırt ve göğüs gibi alanlarda akne daha sık görülür. Yağ bezleri, kıl-yağ bezi birimi denilen ünitelerin dışa açılan kanallarına salgılarını boşaltırlar ve bu kanal aracılığıyla sebum denilen yağ salgısı deriye ulaşır. Bu kanalda çeşitli nedenlerle tıkanıklık oluşması durumunda üretilen salgı kanal içinde birikmeye başlar. Bu biriken materyal yüzeydeki bazı bakteriler için çok uygun bir çoğalma ortamı oluşturur. Bu bakterilerin salgıladıkları bazı maddeler o bölgede iltihabi reaksiyonu uyarır. Tüm bu olaylar tablonun şiddetine göre sivilce bulgularının ortaya çıkmasına neden olur. Ancak şunu özellikle vurgulamak isterim ki akne oluşumunda ve şiddetinde temel belirleyici faktör genetik özelliklerdir. Bu genetik özelliklerle belirlenen deri yapısı ve hormonal faktörler bir arada akne tablosunun gelişmesine katkıda bulunurlar. Şunu belirtmek gerekir ki akne sadece ergenlik döneminin gelip geçici normal bir özelliği değildir. Dolayısıyla kendi kendine geçmesini beklemeden ki bu çoğunlukla iz bırakarak olur! Mutlaka doğru bir şekilde tedavi edilmesi gerekir. Sivilcelerin oluşmasında cilt tipi ve temizliğinin etkisi oluyor mu? Akne deri yüzeyindeki kir veya mikrobik durumdan kaynaklanmaz. Derideki siyah noktalar kıl yağ bezi birimi kanallarının deriye açıldığı noktada oluşan tıkanıklıkların yüzeyden görülen halidir, dolayısıyla kirle alakası yoktur. Akneyi tedavi etmek amacıyla aşırı ve sert temizlemelere ihtiyaç yoktur. Hatta aşırı temizleme deride tahrişe neden olarak akne lezyonlarının alevlenmesine bile neden olabilir. Ayrıca akneler kesinlikle sıkılmamalı ve oynanmamalıdır. Aknelerin sıkılması ve tahriş edilmesi akne sonrası iz kalma riskini artırır. Vakum gibi mekanik yöntemlerle cilt temizliği akneyi iyileştirebilir mi? Akne oluşumunun kompleks bir mekanizması var. Derideki hücre döngüsünden hormonal uyarımlara ve bakterilere kadar pek çok faktör akne oluşumunda rol alıyor. Dolayısıyla vakumlama gibi mekanik bir yöntem veya mekanik cilt temizleme işlemleri akneyi iyileştiremez. Hatta deriyi tahriş edecek uygulamalar akneyi şiddetlendirebilir. Ne yazık ki bazı hastalarımızda bu tür uygulamalarla vakit kaybedilmekte, medikal tedavi planları gecikmekte ve iz kalma riskleri de artmaktadır. Beslenmeyle sivilce oluşumunun bağlantısı var mı? Özellikle çerez, cips gibi ürünlerin tüketilmesinin sivilcelere neden oluyor mu? Akne gelişiminin temel olarak gıdalarla ilişkisi bulunmamaktadır. Sadece insülin direnci varlığı gibi özel durumlarda süt ürünleri, aşırı yağlı, şekerli gıdalar gibi glisemik indeksi yüksek gıdaların tüketilmesi dolaylı yollardan hormonal mekanizmalar üzerine etki göstererek geçici alevlenmelere neden olabilir. Ama bu durum belirttiğim gibi özel yatkınlık durumu olan kişilerde geçerlidir. Genel anlamda konuşursak özel bir diyet yapılmasının akneyi iyileştirici etkisi yoktur. Diğer bir deyişle klasik akne tedavisinde herhangi bir diyet programı bulunmamaktadır. Özellikle belli gıdalarla akne tetiklenmesi tarif eden hastalarımıza insülin direnci açısından değerlendirme yaptırmalarını ve tetiklenme tarifledikleri yiyeceklerden uzak durmalarını öneriyoruz. Kozmetik ürünlerin içindeki maddeler çok merak ediliyor. Bu ürünler sivilce oluşmasına neden olur mu? Akneyi tedavi etmeden sadece kapatmaya çalışmak sıklıkla yapılan bir hatadır. Kimi yanlış kozmetik seçimleri akne bulgularının daha da şiddetlenmesine de neden olabilir. Aknesi olan kişilere her türlü kozmetik ve bakım ürününü su bazlı olarak seçmelerini öneriyoruz. Üzerinde non-komedojenik siyah nokta oluşturmaz ibaresi bulunan ürünler daha güvenli kullanılabilir. Akne bulgularını gizlemek için kullanılacak kapatıcılar da mümkün olduğunca su bazlı ürünlerden seçilmeli, aşırı kapatıcı özellikte olmamalı, uzun süre kullanılmamalı ve kullanımı takiben çok iyi temizlenmelidir. Akne hastalarının büyük kısmı derideki yağlanmadan da şikayetçi olduklarından kurutucu özellikte temizleyiciler kullanırlar. Ayrıca akne tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu da kurutucu özelliğe sahiptir. Ancak fazla kuruma da istediğimiz bir şey değil. Hatta akne bulgularının kötüleşmesine de neden olabilir. Mutlaka su bazlı nemlendiricilerle iyi bir nemlendirme düzenli olarak yapılmalıdır. Sivilcelerden kurtulmak için ne yapmalıyız? Aknenin kontrolü ve tedavisinde hekim hasta işbirliği çok önemlidir. Çünkü akne tedavisi sabır gerektiren uzun bir süreçtir. Ama iyi bir işbirliği ile yüz güldüren çok başarılı tedavi sonuçları almak kesinlikle mümkündür. Dermatoloji uzmanınızın uygulayacağı tedavi aknenizin tipi ve şiddetine göre değişir. Her şeyden önce doktorunuz derinizin durumunu, özelliklerini, aknenizin şiddetini ve altta yatabilecek sebepleri detaylıca değerlendirmelidir. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum ki herkes için uygun olabilecek tek bir tedavi şekli yoktur! Herkese kendisine uygun tedavi planı adeta özel bir elbise diker gibi hazırlanmalıdır. Medikal akne tedavisi temel olarak iki aşamada planlanabilir; birincisi akneyi oluşturan durumun ve akne lezyonlarının ortadan kaldırılması, ikincisi ise akne izlerinin tedavisi. İki aşamalı bu tedavi sonrası cilt adeta hiç akne olmamış gibi bir görünüme kavuşabilir. Ancak bunun için erken dönemde ve etkili bir tedavi uygulamak şarttır. Soyucu krem kullanmak işe yarar mı? Soyucu özelliği de olan bazı kremler aslında sık kullandığımız tedavi ilaçlarıdır. Ancak burada soyucu krem ile neyi kastettiğimiz de önemli. Bizim soyucu olarak bahsettiğimiz kremler çoğunlukla retinoid veya salisilik asit gibi maddeler içeren medikal ürünlerdir. Bunlar kıl yağ bezi birimi kanalında oluşan tıkanıklığın açılması ve yeniden oluşmasının engellenmesine yardımcı olurlar. Siyah noktaların giderilmesini sağlayan temel ilaçlardır. Bu amaçla medyada da zaman zaman sözü geçen ve hastaların kendilerinin hazırlayıp kullanabileceği veya aktarlardan temin edebileceği söylenen bazı tarifler tam tersine tahriş ve hatta yanık ve lekelenmelere neden olabileceğinden bunlara itibar edilmemelidir. Bu tür yanlış uygulamalar sonrası oluşan cilt hasarlarını düzeltmek akneyi tedavi etmekten çok daha zor ve hatta bazen imkansız olmaktadır. Kimyasal peeling sivilce tedavisinde tercih ediliyor mu? Kimyasal peeling cilt yapısına zarar veriyor mu? Özellikle erken dönem akne tedavilerinden biri de kimyasal peeling uygulamalarıdır. Genellikle meyve asitleri kullanılarak yapılan kimyasal peelingler derinin üst tabakalarında yaptığı soyulma etkisi ile komedo dediğimiz siyah ve beyaz noktaların tedavisine yardımcı olur. Yine akne tedavisi bittikten sonra kalan yüzeyel izlerin giderilmesinde de kullanılan bir yöntemdir. Yapılan kimyasal peelingin derinliğine göre işlemden sonra 1-2 gün devam eden kızarıklık ve soyulma olabilir. Ancak genellikle günlük hayat etkilenmez. Antibiyotikli ilaçlar ne zaman kullanılmalıdır? Antibiyotikler akne oluşumunda rol alan bakterilerin ve iltihabi reaksiyonun kontrol altına alınmasında yardımcı olurlar. Ancak bunlar sadece belli evrelerde ve kısa süreli kullanılmalıdır. Kesinlikle uzun süre kullanımlarından kaçınılmalıdır. Ayrıca tek başlarına akne tedavisinde etkin olamayacakları için akne oluşumunun temeline etki edecek diğer ilaçlarla kombine olarak kullanılmaları gerekir. Seçilecek kombinasyon ise her hastaya özgü olacaktır. Sivilce ilaçlarının yan etkilerinin fazla olduğu bunun yerine başka seçeneklerin olup olmadığı merak ediliyor? Sivilce ilaçlarının ağır yan etkileri olduğu doğru bir bilgi değil aslında. Her ilacın olduğu gibi akne tedavisinde kullanılan ilaçların da bir takım yan etkileri olabilmekle birlikte bunların çoğu kontrol edilebilir ve geçici yan etkilerdir. Konunun uzmanı bir hekim eşliğinde kullanıldığında son derece güvenli bir şekilde kullanılabilirler. Zaten hekim kontrolü olmadan bu ilaçların kullanılması kesinlikle doğru değildir. İlacın kullanım dozu, kullanım süresi ve takibi tamamen hekim tarafından belirlenmelidir. Akne sonuçta patolojik bir olaydır ve tedavi edilmesi gerekir. Medikal ilaç dışında hiçbir şey etkili bir akne tedavisi sağlayamaz tam tersine aknenin şiddetlenmesine veya tedavide gecikme nedeniyle iz kalma riskinin artmasına neden olur. A vitamini türevi içeren ilaçların tedavide kullanırken yan etkilerinden korunmak için ne yapılmalı? A vitamin türevi olarak geliştirilmiş İsotretinoinin etken maddesini içeren ilaçlar özellikle şiddetli aknede en başarılı tedavi ajanlarıdır. Bu ilaçlar akne gelişiminde etkili olan tüm basamakları düzeltebilme özelliğine sahiptirler. Yine tedavi sonrası tekrar etme riskini en aza indirirler. Bunların hem krem hem de hap şekilleri mevcut olup aknenin şiddetine göre tercih edilirler. Sistemik yani ağızdan hap olarak alınan bu ilaçlar şiddetli aknenin vazgeçilmezidir. Mutlaka dermatolog kontrolünde kullanılması gerekir. Doz ve tedavi süresi hastadaki akne şiddetine ve hastanın ihtiyacına göre belirlenir ve hekim kontrolünde kullanıldığında son derece güvenli bir ilaçtır. Bu tür ilaçların en sık karşılaşılan yan etkisi deride ve özellikle dudaklarda kuruluktur. Ama uygun doz ayarlamaları ve nemlendirici tedavilerle hastalar bunu rahatlıkla tolere edilebilmektedirler. Laboratuar testlerinden karaciğer fonksiyonlarında ve özellikle trigliserid denilen kolesterol tipinde bir miktar yükselme görülebilir. Belli aralıklarla yapılacak kan tahlilleri bu yükselmelerin takibinin güvenli bir şekilde yapılması için yeterlidir. Bu tedaviyi almakta olan hastalar tetrasiklin grubu antibiyotikler ve A vitamini içeren takviye ilaçları almamalıdırlar. Bu tür ilaçların kullanımı ile ilgili en önemli nokta aslında gebelik durumudur. Bu ilaç gebelik döneminde kesinlikle kullanılamaz. Gebelik durumunda kullanıldığında bebekte ciddi organ gelişim sorunlarına neden olacağından ilaç kullanımı sırasında gebelikten sıkı bir şekilde korunulmalıdır. Ancak ilaç kesinlikle kısırlık nedeni değildir. Sivilcelerden kurtulduktan sonra lekeler için ne yapılıyor? Akneler kadar akneler geçtikten sonra ciltte bıraktığı izler de hastaları mutsuz ediyor ve psikolojilerini olumsuz etkiliyor. Akne sonrası kalan izler kişinin cilt yapısı, genetik yatkınlığı ve sivilcenin şiddeti ile doğrudan ilişkilidir. Aslında en iyi iz tedavisi iz oluşumunun önlenmesidir! İzler deri yüzeyinde açık veya koyu lekeler şeklinde olabileceği gibi akne skarı dediğimiz deriden çökük izler şeklinde de olabilir. Özellikle erken evrede lekeler bazı leke kremleri ve iyi bir güneşten korunmayla tamamen ve kısa sürede ortadan kalkabilirken, skar dediğimiz izlerin tedavisi zordur ve sabır gerektirir. Hatta tam olarak yok olmayabilirler. O nedenle akneli kişilerde mümkün olan en erken dönemde en dinamik şekilde tedavi verilerek skar oluşumunu baştan engellemek en mantıklı yaklaşımdır. Yüzeyel akne izlerinde soyucu kremler ve peeling uygulamaları etkin olabilir. Daha derin izlerde derin peelingler, dermabrazyon, PRP uygulamaları, dermaroller, lazer uygulamaları ve bazı cerrahi tekniklerle skar düzeltmeleri yapılabilir. İzlerin derinliği arttıkça tedavi başarısı o oranda azalmaktadır. Yüzeyel ve yeni oluşmuş izlerde başarı oranı çok daha yüksektir. Ancak unutmamak gerekir ki her tedavi planı yine kişiye özgü yapılır. Gerektiğinde birden fazla metotla kombine tedavi yapmak gerekir. İz tedavisinde de hiçbir tedavi tek başına tüm hastalar için uygun olamaz. O nedenle mutlaka profesyonel bir değerlendirme yapılmalı ve ardından tedavi planlanmalıdır. Ergenlik dönemi sonrası akne çıkışı normal midir? Akneler ergenlik sonrası dönemde de ortaya çıkabilir. Özellikle orta yaş kadın hastalarda bu durum daha sık görülür ve genellikle hormonal uyarımla ilişkilidir. Bu kişilerde polikistik over hastalığı veya uyarı oluşturabilecek diğer hormonal düzensizlikler mutlaka araştırılmalıdır. Akne tedavisi ile polikistik over hastalığının nasıl bir ilişkisi var? Polikistik over hastalığında akne oluşumunda etkili olan androjenik hormonlar baskın hale gelmektedir. Dolayısıyla özellikle şiddetli, uzamış ve tedavilere direnç gösteren inatçı akne tablolarına neden olmaktadır. Polikistik overli kişilerde adet düzensizliği, saç dökülmesi, çene altında, göbek çevresinde kıllanma gibi ek bulgular da sık görülmektedir. Dolayısıyla bu olguların ayrı bir şekilde değerlendirilmesi ve gerekirse bu hormonal dengeyi düzenleyecek tedavilerin de planlanması gerekir.
Değerli Ziyaretçilerimiz ve Anne Adaylarımız. Sizler tarafından tarafımıza bir çok soru gelmektedir. Özelden gönderdiğiniz mesajları hızlı takip edemiyoruz ve moderatörlerimiz göremiyor. Soru ve sorunlarınızı lütfen forum bölümünden bizlere iletin ki hem moderatörlerimiz hem de uzmanlarımız rahatlıkla takip edip cevaplayabilsin. ANNEMCE FORUMA GİTMEK İÇİN TIKLAYIN Adet düzenleyici ilaçlar, adet düzensizliği yaşayan kadınlar adet düzenleyici ilaçlar yani hapların isimlerini merak ediyorlar ve araştıracak adetlerini düzene koymaya çalışıyorlar. Kadınlar için adet düzensizliği gerçekten gündelik yaşamlarını ve hayat kalitelerini etkileyen çok önemli bir husus. Bazı kadınların adet düzeni saat gibi işlerken bazı kadınların ise adet düzeni gerçekten çok karmaşık bir hal alabiliyor. Adet düzenleyici ilaçlar ise bunun için yeterlimi değil mi noktasında sizleri aydınlatmaya çalışacağız. Adet düzenleyici ilaçlarla ilgili bilgi vermeden önce adet düzensizliğinin nedenlerine bakmak gerekli. Çünkü bu nedenler ortadan kaldırmak işin en temel noktasını oluşturuyor. Adet düzensizliğinin bir çok nedeni olabilmekte. Bu nedenlere bir bakalımki konuyu daha iyi anlayabilelim. Adet düzenleyici ilaçlar bu nedenleri ortadan kaldırmadığından bu nedenlere bir bakalım. Kadındaki adet düzensizliklerin 3 temel nedeni vardır. Bunlardan birincisi hormonal bozuklukluklar, ikincisi rahimdeki çikolata kisti gibi rahatsızlıklar üçüncüsü ise tabiki stres gibi nedenler. Şimdi burada gördüğünüz gibi bu nedenlerin hepsi başlı başına bir sorundur. Adet düzenleyici ilaçlar kullanarak bu nedenleri ortadan kaldırmak imkansız olduğundan adetinizin düzene girmesi için işte bu saydığımız nedenleri tedavi etmeye yönelik çözümler üretilmelidir. Bilinmesi gereken en önemli husus ise kadınlarda adet düzenleyici ilaçlar yukarıdaki nedenlere bağlı olarak yoktur diyebiliriz. Çünkü adet düzensizliğinin bir çok farklı nedeni olmakta ve bunu sadece bir ilaç alarak çözmek imkansızdır. Ancak korkmayın yukarıdaki nedenler çözümlenmişse adetinizi düzenlemek için yinede kullanabileceğiniz ilaçlar var. Onu birazdan açıklayacağız. Adet düzenleyici ilaçlar almak, kadın pskilojisini düzeltip adetini düzene koyamaz, yada kişide çikolata kisti varsa adet düzenleyici ilaçlar çikolata kistine çözüm bulmak sorunu çözmeyecektir yada hormonal sorunlarınız varsa yine adet düzenleyici ilaç bu soruna çözüm olmayacaktır. Bu nedenlerden ötürüdür ki adet düzensizliği için belirli bir ilaç yoktur. Baş ağrısı için ağrı kesici ilaç alarak başınızın ağrısını kesebilirsiniz ancak adet için bir adet düzenleyici ilaç alıp adetinizi düzene sokamassınız. Yukarıda saydığımız nedenlerden ötürü adet düzensizliği için kesin bir adet düzenleyici ilaç yada hap bulmanız mümkün değildir. Çözüm nedir peki? Adet düzenleyici ilaç olmadığına göre sorunu nasıl çözeceğiz? Adet düzensizliğini çözümleyebilmenin tek yolu nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Eğer kişi aşırı stres altındaysa bu nedenle adet göremeyebilir bunun için önce stresten kurtulması gerekir. Yine eğer kişinin çikolata kisti varsa bu adet düzensizliğine neden olacağından bunun tedavi edilmesi gerekir. Yine aynı şekilde eğer kişinin hormonal bozuklukları varsa bu hormon bozukluklarının giderilmesi gerekir ki adet düzensizliği tedavi edilebilsin. Peki adet düzenleyici ilaçlar hiç mi yok? Bir hekime gittiğinizde sizin adet düzensizliğiniz varsa işte al şu adet düzenleyici ilacı diye size çözüm sunamaz ve yukarıdaki nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik tedavi uygular. Ancak yinede ilaç olarak şöyle bir çözüm günümüzde mevcuttur. Direk adet düzenleyici ilaçlar olmayacağını anladık ondan yana sıkıntımız yok. Ancak adet düzensizliğinde kullanılan en önemli ilaç çözümü ise doğum kontrol haplarıdır diyebiliriz. Doğum kontrol hapları adet düzenleyici ilaçlar olarak günümüzde kullanılmaktadır. Adet düzenleyici haplar olmasada doğum kontrol hapları kadın hormonal dengesini belirli bir dengeye göre ayarlayıp adet görmesi için gerekli hormonal düzenlemeyi yaptıklarından adet düzenleyici ilaçlar olarak kullanılmaktadırlar. Unutulmaması gereken en önemli husus ise şudur. Hani zaten doğum kontrol hapı kullanırım adetim düzene girer gibi düşünmemelisiniz. Çünkü adet düzensizliğinizin altında polikistik over, çikolata kisti gibi önemli sorunlar olabilir. Bu nedenle ne olursa olsun bir kadın doğum uzmanına görünmeli ve gerekli tetkik ve incelemelerden sonra hekiminizle beraber bu sorunu çözmelisiniz. Sağlıcakla Kalın. 1 Günde Adet Söktürücü İlaç ve Bitkisel Çözümler Adet Oldum Ama Neden Sökülemiyorum? Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın! See more Önceki Yazı Osmanlıda Gebelik Nasıl Anlaşılırdı? Sonraki Yazı Sivilce Hamilelik Belirtisi Midir? Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.
Kadınlarda görülen saç dökülmesinin birçok sebebi bulunduğuna dikkat çeken Çamlıca Medipol Üniversitesi Hastanesinden Doç. Dr. M. Muzaffer İlhan, erkeklik hormonlarına bağlı olarak görülen dökülme ve tedavi hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Androgenetik Alopesi’nin erkeklik hormonlarına bağlı olarak genetik eğilimi olan kadınlarda saç dökülmesini ifade ettiğini anlatan Doç. Dr. Mahmut Muzaffer İlhan, “Hormonal açıdan bakarsanız erkek tipi saç dökülmesinden mustarip birçok kadın düzenli adet görür ve gebe kalmada sorun yaşamaz. Ancak hastaların tüylenmesi, tedaviye cevap vermeyen sivilcelenmesi, adet düzensizliği, kilo verememe gibi şikayetleri varsa hormonal durumu incelenmelidir. Kadınlarda erkek tipi saç dökülmesi veya tıptaki adıyla Androgenetik Alopesi AGA erkeklik hormonlarına bağlı olarak genetik eğilimi olan kadınlarda saç dökülmesini ifade etmektedir. Saçlarda incelme 12 ile 40 yaş arasında başlayabilir. Buradaki sorun genetik olarak yatkın kadınların saç foliküllerinin erkeklik hormonlarına verdiği yanıtın artmış olmasıdır” diye HASTALIKLAR DA TETİKLEYEBİLİRKadınlarda saç dökülmesinin birçok sebebi bulunduğuna dikkati çeken Doç. Dr. İlhan, şöyle devam etti“Genetik etkenler dışında, doğum kontrol hapları, gebelik, menopoz gibi hormonal değişiklikler saç dökülmesine sebep olabilir. Saç dökülmesi olan bir hastada erkeklik hormonu artışını gösteren belirtiler titizlikle irdelenmelidir. Çünkü basit bir saç dökülmesinin altından polikistik over sendromu yumurtalıklarda kistler, adet düzensizliği ve tüylenme ile seyreden bir hastalık, cushing sendromu böbreküstü bezinden aşırı kortizon fazlalığı, tiroit bozuklukları hatta böbreküstü ve yumurtalık tümörlerinin sebep olduğu androjen fazlalığı çıkabilir. Bu sebeplerle saç dökülmesinin tipi, başın hangi bölgelerini tuttuğu incelenmelidir. Saç dökülmesine eşlik edebilecek tüylenme, adet düzensizliği, sivilcelenme, kilo alma gibi şikayetler altta yatan hastalıkların ortaya çıkartılması için önem taşır. Bu sebeplerin dışında aşırı stres, demir eksikliği, çinko eksikliği, kemoterapi ilaçları gibi çeşitli ilaçlar, kullanılan saç bakım ürünlerindeki çeşitli kimyasallar saç dökülmesine sebep olabilir.”ÖN SAÇ ÇİZGİSİ BELİRGİN ANCAK TEPE SEYREKTİRDoç. Dr. İlhan, kadınlarda erkek tipi saç dökülmesinin diğer tiplerden ayıran bazı özellikler bulunduğunu belirterek açıklamalarını şu şekilde sürdürdü“Erkek tipi saç dökülmesinde genellikle erken yaşta saçlarda incelme ve dökülme başlar. Özellikle başın merkezi ve tepe kısmında saçlarda incelme, dökülme diğer bölgelere göre daha fazladır. Ön saç çizgisi sıklıkla korunmuştur. Zamanla minyatüre olmuş yani küçülmüş saçlar oluşur. Kadınlarda öncelikle başın ön ve merkezi kısmında saçlarda incelme fark edilir. Bunu daha geniş alanda saçlarda incelme ve dökülme izler. Zamanla dökülme ilerlese de genellikle ön saç çizgisinin belirginliği korunur. İncelik, uzunluk ve çapları çeşitli farklılıklar gösteren minyatüre olmuş saçlar erkek tipi saç dökülmesinin en önemli özelliğini oluşturur. Hormonal açıdan bakarsanız erkek tipi saç dökülmesinden mustarip birçok kadın düzenli adet görür ve gebe kalmada sorun yaşamaz. Ancak hastaların tüylenmesi, tedaviye cevap vermeyen sivilcelenmesi, adet düzensizliği, kilo verememe gibi şikayetleri varsa hormonal durumun incelemesi yapılmalıdır.”ESAS NEDEN KIL KÖKÜNDEKİ ANDROJENİK AKTİVİTE ARTIŞIErkeklerde az da olsa belirli bir miktar kadınlık hormonu yani östrojen olduğu gibi kadınlarda da erkeklik hormonları olan androjenlerin belirli seviyelerde bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. İlhan, “Kadınlarda bulunan ve önemli erkeklik hormonu aktivitesi olan hormonlar testosteron, androstenedion, DHEA gibi hormonlardır. Testosteron saç ve kıl foliküllerinde dihidrotestosteron DHT denilen başka bir erkeklik hormonuna dönüşerek aktivite gösterir. Yapılan çalışmalarda erkek tipi saç dökülmesi olan kadınlarda saç foliküllerinde testosteronun bu dönüşümü ve aktivitesinin daha yüksek olduğu bulunmuştur. Genetik olarak yatkın kişilerde DHT hormonunun yüksekliği saçların incelmesi, dökülmesi ve minyatür hale gelmesinden sorumlu tutulmaktadır” değerlendirmesinde MÜMKÜN AMA ZAMAN ALABİLİRDoç. Dr. İlhan, tedavi yöntemlerini ise şu şekilde değerlendirdi“Erkek tipi saç dökülmesi olan hastalarda o bölgeye uygulanan çeşitli besleyici ilaçlar ile saç incelmesinde ve dökülmesinde başarı sağlanmaktadır. Bu tedavilerin saç hacmini, sayısını ve kalınlığı arttırdığı çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir. Burada bilinmesi gereken önemli nokta tedaviye cevabın 6-12 ay gibi bir süre alabildiğidir. Bu yüzden tedaviyi uygularken sabırlı olunmalıdır. Eğer bu tedavilere yanıt alınamazsa kıl foliküllerinde erkeklik hormonu aktivitesini azaltmaya yönelik anti-androjen dediğimiz ilaçlar tedavide kullanılabilir. Bu tedavilerin adet gören yani menopoz öncesi dönemde kullanımı menopoz sonrasına göre çok daha etkili olmaktadır. Diğer taraftan gebe veya gebelik planı olan kadınlarda kullanılmamalıdır."
Rahim İçi Araç Nedir? Rahim İçi Araç RİA spiral en güvenilir ve etkin doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Doktor tarafından, vajen ve rahim ağzından geçilerek rahim içine yerleştirilen, T şeklinde, ufak bir alettir. Bükülebilen plastikten yapılan bu aletlerin rahim ağzından dışarı sarkan iki ince plastik ipi bulunur. Çıkartmak için bu iplerden tutup çekilirler. Doğum kontrol yönteminden başka, yoğun ve şiddetli adet kanaması olanlarda tedavi için de kullanılırlar. Kaç Tip Rahim İçi Araç Vardır? Türkiye’de iki tip RİA vardır Bakırlı RİA Piyasada 5 ve 10 yıl rahim içinde kalabilen bakırlı spiraller bulunur. Progesteron Salan RİA Türkiye’de bir marka bulunur. 5 yıl için yeterli hormon içerir. Hem gebelikten korur hem de şiddetli adet kanamalarını tedavi eder. Rahim İçi Araç Gebelikten Nasıl Korur? Bakırlı spiraller yabancı cisim reaksiyonu yaparak rahim ağzı salgısını sperm hareketliliğini azaltacak şekle dönüştürür ve rahim döşemesini döllenmiş yumurtanın yuvalanmasına uygun olmayan hale dönüştürür. Hormonlu spiral ise içerdiği progesteron ile döllenmeyi engeller ve rahim döşemesini inceltir. Rahim İçi Araçların Anatjaları Nelerdir? Rahim içi araçların yararları şunlardır Çok etkin doğum kontrolü sağlarlar. Doğru yerleştirildiklerinde gebelikten koruma oranı %99’dur. Takıldıktan sonraki ilk bir yılda gebe kalma oranı < %1’dir. Uygulandıktan hemen sonra koruyuculuğu başlar. Bir kere taktırmak yeter. 5 yıl gebelikten korurlar. Kesin gebelik olmaması şartı ile istenilen her zaman uygulanabilirler. Yan etkileri azdır. Bakırlı spirallerde sivilce, baş ağrısı, memede hassasiyet gibi hormonal yan etkiler görülmez. Ağızdan alınan ilaçlarla etkileşimleri yoktur. Östrojen içermedikleri için bu hormonu kullanamayan veya kullanmak istemeyenler için uygundur. Hormon içeren spiral adet miktarını ve sancısını da azaltır. Gebe kalmak istediğiniz anda çıkarttırmanız yeterlidir. Süresi kadar kullanırsanız daha ucuza malolur. Cinsel hayatınızı olumsuz etkilemez. Rahim ağzı kanserini önlediklerine dair kanıt vardır. Rahim İçi Araçların Yan Etkileri Nelerdir? Rahim içi araçların yan etkileri şunlardır Cinsel temasla bulaşan hastalıklara karşı korumazlar. Düşme riski az da olsa vardır. Özellikle takıldıktan sonraki ilk bir yıl içinde, çoğunlukla adet kanaması sırasında düşerler. Sadece doktor tarafından uygulanabilir. Vajinal veya servikal enfeksiyonuz varsa bunlar tedavi edilmeden RİA uygulanmazlar. Az da olsa ilk uygulanma sonrası enfeksiyon riski vardır. Bakırlı olanlar özellikle ilk 3-6 ay kanama miktarı, süresi ve adet sancısı artabilir. Ara kanama veya lekelenme olabilir. Progesteron içeren RİA’lar başağrısı, bulantı, duygulanım bozukluğu depresyon ve memede hassasiyet görülebilir. Ayrıca, adet kanama miktarını iyice azaltıp kesebilir. Bazı kadınlar bunu istemeyebilir. Çıkartıldıktan hemen sonra gebe kalınabilir. O yüzden öncesinde başka bir yöntem başlanmalıdır. Kimler İçin Rahim İçi Araç Uygun Olmayabilir? Doktorunuz detaylı bir öykü ve muayeneden sonra spiralin sizin için uygun olup olmadığını söyleyecektir. Çoğu kişi için uygulanabilen bir doğum kontrol yöntemidir. HIV pozitif kişiler bile kullanabilir. Şu durumlarda uygulanmamalıdır Gebelik şüphesi Tedavi edilmemiş vajinal, rahim ağzı veya cinsel temasla bulaşan hastalık Rahim veya rahim ağzı sorunu yapısal, enfeksiyöz, prekanseröz Açıklanamayan ilişki sonrası kanama veya ara kanama Dış gebelik öyküsü veya yapay kalp kapağı olanlar önceden mutlak doktorlarına danışmalıdır. Hangi Rahim İçi Araç Tercih Edilmeli? Sizin için uygun olanı doktorunuza danışarak karar verebilirsiniz. Bakırlı RİA’lar şu kişiler için daha uygundur Hormon kullanmak istemeyenler Adet miktarınızda belirgin azalma, kesilme veya ara kanama gibi çok büyük bir değişiklik istemeyenler Progesteron içeren RİA ise şu durumlarda daha uygundur Ağrılı, yoğun veya uzun adet kanaması varsa Adet kanamasına bağlı kansızlık varsa Rahim İçi Araç Nasıl Uygulanır? Poliklinik şartlarında doktorunuz tarafından rahim içi araç yerleştirildi. Önce jinekolojik muayene yapılır. Rahim ağzı veya vajinal enfeksiyon varsa önce tedavi edilir. Rahim yapısında uygulamaya engel anatomik bir sorun var mı? bakılır. İşlem sırasında biraz rahatsızlık ve hafif kramp tarzında ağrı hissedilir. İstenirse lokal anestezi uygulanabilir. Daha önce doğum yapmamışlarda şikayetler daha fazla olabilir. Kramp tarzında ağrı birkaç gün sürebilir. Gerekirse ağrı kesici kullanılabilir. Mutlaka 3-6 hafta içinde ultrason kontrolü gerekir. Rahim İçi Araç Ne Zaman Uygulanabilir? Doktorunuz tarafından bir sakınca olmadığı saptandığında spiral her zaman uygulanabilir. Doğumdan sonra ise en az 4 hafta beklenmelidir. Anne sütüne bir etkisi olmaz. Düşük veya kürtajdan hemen sonra da uygulanabilirler. Ama, enfeksiyon riski bu durumda daha fazladır. Rahim İçi Araçı Ne Olursa Kontrol Ettirmem Gerekir? Şu şikayetler varlığında hemen doktora başvurmalısınız Şiddetli alt karın ağrısı Adet gecikmesi varsa Adet kanaması normalden farklı ise RİA’nın düştüğünü düşünüyorsanız İlişki sırasında partneriniz spirali hissediyorsa Vajinal akıntı karakterinde, renginde veya kokusunda değişiklik olursa Açıklanamayan ateş varsa Sunum için lütfen tıklayın.
sivilce ilaçları adet düzensizliği yaparmı